Instagram Facebook-f Youtube
  • Ana Sayfa
  • Sanat Haberleri
  • Mimari ve Tasarım
  • Röportajlar
  • Makaleler
  • Köşe Yazıları
  • Sanatla Yaşayan Mekanlar
  • Ayın Solo Sergisi
  • Eser Satış
  • Youtube
  • Müzayedeler
  • Mağaza
  • Ana Sayfa
  • Sanat Haberleri
  • Mimari ve Tasarım
  • Röportajlar
  • Makaleler
  • Köşe Yazıları
  • Sanatla Yaşayan Mekanlar
  • Ayın Solo Sergisi
  • Eser Satış
  • Youtube
  • Müzayedeler
  • Mağaza
Ara
Ara
  • Ana Sayfa
  • Sanat Haberleri
  • Mimari ve Tasarım
  • Röportajlar
  • Makaleler
  • Köşe Yazıları
  • Sanatla Yaşayan Mekanlar
  • Ayın Solo Sergisi
  • Eser Satış
  • Youtube
  • Müzayedeler
  • Mağaza
  • Ana Sayfa
  • Sanat Haberleri
  • Mimari ve Tasarım
  • Röportajlar
  • Makaleler
  • Köşe Yazıları
  • Sanatla Yaşayan Mekanlar
  • Ayın Solo Sergisi
  • Eser Satış
  • Youtube
  • Müzayedeler
  • Mağaza

Burçin Erdi: “İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok”

Burçin Erdi: “İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok”
Facebook 'ta PaylaşX'te PaylaşWhatsapp ile GönderLinkedin'de Paylaş

Burçin Erdi, 11222, 2022, tuval üzerine karışık teknik | mixed media on canvas, 120,5×140 cm.

Labirent Sanat 8 Aralık 2022 – 14 Ocak 2023 tarihleri arasında Burçin Erdi’nin son dönem çalışmalarının yer aldığı “İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok” isimli sergisini ağırlıyor.

“(…) doğa tanımlamaları içinde cebelleşirken karşıma çıkan; aslında son gibi gözükenin bir başlangıç olduğunu gördüm. Benim için ölüm bir başlangıç oldu. Doğada ölüm yoktu ve doğa sürekli kendini tekrarlayıp yeniliyordu. Bu dairesel hareketin başlangıcı bedenimizde (hücrede) başlıyordu. İnsan doğumu ölümünün başlangıcı değil miydi? Ve karşıtlıklar birbirine ne kadar benziyordu”.

Burçin Erdi “Doğa Ana” (2018) ismini verdiği sergisinin kataloğunun giriş yazısında, üretimini şekillendiren doğum-ölüm karşıtlığının, resimleri üzerindeki belirleyici etkisinden söz eder. İnsanı diğer canlı varlıklardan ayıran, tam da bu sonluluğunun bilincinde varlık olması değil midir? Ölümle yüzleşme zorunluluğumuz, yaşamın temel açmazlarından kaygıya sebep olur. Yaşamlarımızın bir noktasında, derin bir varoluşsal anlam krizi olarak ortaya çıkan kaygı, kim olduğumuzu seçme sorumluluğumuzu açığa çıkarır ve bize hayatımızda değişiklik yapma ilhamı verir. Varoluşçu psikoterapist Rollo May kaygıyı, “sanki dünya kapınızı çalıyordur ve bir şey yaratmak, bir şey yapmak zorundasınızdır” benzetmesiyle tanımlar. Dolayısıyla kendi özünü bulabilmiş insanlar için kaygının; yaratıcılık ve cesareti teşvik eden özelliğini vurgular.

Burçin Erdi, 11222, 2022, tuval üzerine karışık teknik – mixed media on canvas, 125×160 cm.

Belirsizlik içinde ileri atılan bireyin duyumsadığı, geleceğe yönelik umut, insan ruhunun arkasındaki itici güçlerden biridir. Umut insanın seçtiği kişi olabilmesi, zorluklara katlanması, bu zorlukların üstesinden gelmesi ve ilerlemesi için gerekli motivasyonu sağlar. Bu, türümüzün tanımlayıcı özelliğidir. Bir sebeple umudu ortadan kaldırdığınızda, aslında insanlığının bir parçasını da ortadan kaldırmış olmaz mıyız? Peki, bir kişinin geleceği; kendi seçimleri, kaderi, şansı, hırsı, arzusu, tutkuları veya zekasıyla değil de anne babasının seçimleriyle belirlenseydi, durum nasıl olurdu? Bu türden bir belirlenim, kişinin yaşamında umuda yer bırakır mıydı? Başkası tarafından kurgulanmış bir yaşamın, varoluşun sorumluluğu kimde olurdu? Kendi irademizin dışında şekillenen bir yaşamın otantikliğinden bahsedilebilir mi?

21. yüzyılda ticarileştirilmiş genetik mühendisliğinin toplum üzerinde yaratabileceği olası sosyal sonuçları konu edinen “Gattaca” (1997) filminde toplumun cinsiyet, etnisite veya ırka göre kutuplaşması yerine, bireyin toplumdaki yerini ve değerini belirlemenin birincil yolu olarak, kişinin genetiğinin kalitesine yöneldiğini görürüz. Bir kişinin geleceği artık hayatında bir şeyler yapma arzusu veya hırsı tarafından belirlenmez, bunun yerine zeka, atletizm veya işyerindeki potansiyel için, genetik yatkınlıklarına göre değerlendirilir.  Nihayetinde süper insan nesilleri yaratmak öylesine iyi sonuçlar vererek yaygınlaşmıştır ki, gen düzenlemesi ile tasarlanmayan çocuklar görece azınlıktır. Genetiği düzenlenmiş süper insanlar kadar yetenekli ve güçlü olmadıkları içinde toplumsal yaşamda ayrımcılığa uğrarlar. Filmde genetiğine müdahale edilmemiş Vincent ve genetiği tasarlanmış kardeşi Anton’un birlikte büyüme sürecine tanık oluruz. Vincent’ın ruhu ve hayallerine ulaşma isteği, toplumu alt etmesini sağlar. Tanrı vergisi genetiğiyle bile istediğini elde eder. Günümüzde dünyaya hükmetme gücüne sahip insanın (beyaz-batılı-erkek) teknolojinin olanaklarıyla, türünü kusursuzlaştırma mücadelesinde gözden kaçırdığı, karşıtların birbirini var etmesi olabilir mi?

Burçin Erdi, 11222, 2022, tuval üzerine karışık teknik – mixed media on canvas, 125×160 cm.

İnsanın evreni ve kendi varlığını anlamlandırma sürecinde, belki de üzerinde en az bilgiye ulaştığı kavram zihindir. İlkçağ Yunan felsefesinde “psykhe”, tüm yaşamın temel ilkesi olarak “ruh”; bilincin merkezi olarak da zihin anlamında kullanılırdı. Bu iki anlamıyla bağlantılı olarak, bedene can veren yaşama gücü, yaşam ya da canlılık ilkesi olarak kullanılmıştır. İlkçağ düşünürleri bedeni, ruh-beden düalizmi içinde yorumlamıştır ve ikincil konumda tutulmuştur. Platon bedeni ruhun mezarı olarak, kökleri artık gökte değil yerde olan bir insanlığın kökten kusuru olarak görmüştür. Dini öğretilerde de beden gelip geçici olan, hazların ve günahların kaynağıdır. David Le Breton “Bedene Veda”da çağdaş bilimsel söylemde bedenin, kişiyi taşıyan kayıtsız bir madde olarak düşünüldüğünü; artık özneden ontolojik olarak ayırt edilen bedenin, iyileştirmek için üzerinde etkide bulunulan bir kullanım nesnesine dönüştüğünü; insanın kimliğinin kökü değil, kişisel kimliğin içinde eridiği bir hammadde olduğunu ifade eder.

Gattaca için de kusurlu, hastalıklara açık, kırılgan olan, bedeniyle tamamen faydacı amaçlı bir sipariş nesnesine dönüşen çocuğun, kendi kimliğine ne kadar yer kaldığı sorusu, sanki kökeni çevreleyen koşullar önemsizmiş gibi sorulabilir. David Le Breton; çocuğun, endüstriyel çoğaltılabilirlik çağında, Benjamin’in incelediği sanat eseri gibi biricikliğini, aura’sını, farkını kaybetmez mi? sorusu cevabını içinde barındırır.

Burçin Erdi’nin Labirent Sanat’ta “İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok” başlığı altında bir araya getirdiği resimlerinde orman, mağara gibi doğa betimlemelerinin merkezinde neonatal ya da fetüsleri görüyoruz.

Burçin Erdi, 11222, 2022, tuval üzerine karışık teknik | mixed media on canvas, 30×30 cm. 

Bu izleyende ister istemez ilk anda orman ya da mağara olarak algıladığımız yerin aslında anne karnı olabileceği fikrini yaratıyor. Gördüğümüz insan bedeninin mikroskobik görüntüsü mü, yoksa doğa içindeki bitkilerin ya da ağaçların bir soyutlaması mı? Yoksa beklenen, eşzamanda her iki yaşam kaynağına dair bir anlatı kurmamız mı? Yeni doğan; sanatçının izi olan resmin mi, yoksa atalarının hükmetmeye çalıştığı doğanın mı merkezindedir? Nitekim bilim ve tekniğin geldiği son aşamada kadın bedeninin de işlevlerinin teknik olarak formüle edildiği, hakim olunabilen biyolojik bir ayrıntıya indirgendiği söylenebilir.

Burçin Erdi’nin Labirent Sanat’ta gerçekleşecek sergisi ismini, Vincent’in yaşadığı zorlu süreçlerden sonra dile getirdiği “insan ruhu için bir gen yok” repliğinden alıyor. Doğum-ölüm, doğa-insan, insan-hayvan, zihin-beden, doğal-yapay gibi ikilikler Burçin Erdi’nin düşünsel ve üretim süreçlerini etkileyen gizil kavramlar.  “İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok” sergisiyle tüm bu sorulara yatıştırıcı, nihai yanıtlar aramaktan çok geleceğe dair önermeler üzerinde düşünmek ve tartışmak için sizleri 8 Aralık 2022 – 14 Ocak 2023 tarihleri arasında Labirent Sanat’a bekliyoruz.

Kaynaklar:

•Burçin Erdi, “Doğa Ana | Mother Nature” sergi broşürü, 25 Aralık 2018-18 Ocak 2019, Cer Modern Hub – Ankara.

•David Le Breton, “Beden Veda”, Çeviren: Aziz Ufuk Kılıç, Sel Yayıncılık, İstanbul-Ekim 2016.

•Rollo May, “Yaratma Cesareti”, Çeviren: Alper Oysal, Metis Yayınları, İstanbul-Şubat 2015.

Burçin Erdi.


Burçin Erdi Kimdir?

Burçin Erdi 2003 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim bölümünden Sakıp Sabancı Özel Sanat Ödülü’nü alarak üçüncülükle mezun oldu. Yüksek lisansını ve sanatta yeterliliğini aynı üniversitede tamamladı. Tez çalışmalarını İspanya Sevilla Üniversitesi’nde yaptı. Bir dönem İspanya’da yaşadı. 33. DYO Resim Yarışması, T.C. Orman Bakanlığı Resim Yarışması, 3. Şefik Bursalı Resim Yarışması gibi birçok yarışmada önemli derecelerin sahibi oldu. Birçok uluslarası ve yurtiçi sergi, fuar, bienallere katıldı. Eserleri özel ve banka koleksiyonları, müze ve galerilerde yer alan Burçin Erdi, İstanbul’daki atölyesinde çalışmalarını sürdürüyor.

Labirent Sanat

Çatma Mescit Mah. Tepebaşı Cad. No: 56 K: 2 34430, Beyoğlu / İstanbul

Ziyaret saatleri: Salı – Cumartesi: 11.00 – 19.00

info@labirentsanat.com | +90 531 712 45 25

Ümmühan Kazanç

Etiketler: burçin erdiLabirent Sanat
Önceki Yazı

Brave And Strong Women Of Wencke Uhl

Sonraki Yazı

Burçin Erdi İle “İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok” Sergisiyle İlgili Röportajımız

Art Column

Art Column

2013 yılında bir Google Blog ile kurulan Art Column – Sanat Sütunu, 2024 yılında tüm yayın kanallarını bir çatı altında topladığı web sitesi üzerinden dijital sanat yayıncılığı yapmaya devam ediyor. Yazılar, makaleler, röportajlar, reels videolarının yanı sıra sanat galerilerinin, müzelerin ve sanat kurumlarının sergi ve etkinlik haberlerine tüm kanallarında yer veriyor.

Benzer Haberler

Atölyedeki Dört Vazo, 2025, tuval üzerine yağlıboya, 60x80 cm.
Sanat Haberleri

Georgina Gratrix’in Oyalantı Sergisi Dirimart Pera’da

10/11/2025
Renée Levi, Lékélée S, 2025, tuval üzerine akrilik, 200x280 cm.
Sanat Haberleri

Renée Levi: Lékélée

10/11/2025
Cinnet, 2025, 17 adet 10 mm’lik cam tüp, neon gazı, kablo, transformatör. 106x75x5,5 cm.
Sanat Haberleri

Banu Cennetoğlu’nun “ne karanfil ne kurbağa.” Sergisi İMALAT-HANE’de

10/11/2025
Efes Deneyim Müzesi.
Sanat Haberleri

Ödüllü Deneyim Müzelerinden Öğrencilere Yüzde 50 İndirim

10/11/2025
Gülseren Südor, Fırtına, 25x35 cm.
Sanat Haberleri

Gülseren Südor, “Timeless & Spaceless”

10/11/2025
Nurdan Likos, Tohum Serisi Ökse Otu ALEF, 2025, 100x100 cm.
Sanat Haberleri

AOS51: Sanayi Alanından Çağdaş Sanat Sahnesine

10/11/2025
Sonraki Yazı
Burçin Erdi İle “İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok” Sergisiyle İlgili Röportajımız

Burçin Erdi İle "İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok" Sergisiyle İlgili Röportajımız

Yorumlar 1

  1. Avatar Adsız says:
    2 yıl ago

    Değerli sanatçıyı kutluyorum.Resim sanatına farklı bir yorum,farklı bir boyut getiriyor.İnsanoğlunun kafasındaki soru işaretlerine sanatsal bir bakış, resimsel bir haykırış.Tam da sanatçıya özgü bir davranış.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trend
  • Yorumlar
  • En Son
Koramiral Ekmel Totrakan, karada, denizaltında paşalar gibi resim yapıyor

Koramiral Ekmel Totrakan, Karada, Denizaltında Paşalar gibi Resim Yapıyor

01/05/2025
Küratörler Eda Berkmen ve Selen Ansen, Folia Sergisi, Abdülmecid Efendi Köşkü, 21 Eylül 2025 - 1 Mart 2026.

Ömer Koç’un “Büyülü Bahçesi” Abdülmecid Efendi Köşkü’nde Sergileniyor

20/09/2025
“Anadolu’nun Bitki Mirası” Sergisi, Sanat ve Bilimin Bir Arada Nefes Aldığı Bir Belleği Temsil Ediyor

“Anadolu’nun Bitki Mirası” Sergisi, Sanat ve Bilimin Bir Arada Nefes Aldığı Bir Belleği Temsil Ediyor

31/05/2025
Beral Madra

Politika ve Sanat, Dünyanın Düzensizlikleri Karşısında Aynı Başkaldırmanın İki Ayrı Yüzüdür*

12/06/2025
Sanatçı Kadınlar Derneği’nden “Mutant” Projesi

Sanatçı Kadınlar Derneği’nden “Mutant” Projesi

4
Anadolu Kadınının Eşsiz Sanatı: İğne Oyaları

Anadolu Kadınının Eşsiz Sanatı: İğne Oyaları

3
Ressam Reşat Ceylan’ın Görünmeyeni Görünür Kılan Gizemli Portreleri

Ressam Reşat Ceylan’ın Görünmeyeni Görünür Kılan Gizemli Portreleri

2
Burçin Erdi: “İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok”

Burçin Erdi: “İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok”

1
Atölyedeki Dört Vazo, 2025, tuval üzerine yağlıboya, 60x80 cm.

Georgina Gratrix’in Oyalantı Sergisi Dirimart Pera’da

10/11/2025
Renée Levi, Lékélée S, 2025, tuval üzerine akrilik, 200x280 cm.

Renée Levi: Lékélée

10/11/2025
Cinnet, 2025, 17 adet 10 mm’lik cam tüp, neon gazı, kablo, transformatör. 106x75x5,5 cm.

Banu Cennetoğlu’nun “ne karanfil ne kurbağa.” Sergisi İMALAT-HANE’de

10/11/2025
Efes Deneyim Müzesi.

Ödüllü Deneyim Müzelerinden Öğrencilere Yüzde 50 İndirim

10/11/2025

Sanat Haberleri

Georgina Gratrix’in Oyalantı Sergisi Dirimart Pera’da

Renée Levi: Lékélée

Banu Cennetoğlu’nun “ne karanfil ne kurbağa.” Sergisi İMALAT-HANE’de

Ödüllü Deneyim Müzelerinden Öğrencilere Yüzde 50 İndirim

Son Eklenenler

Georgina Gratrix’in Oyalantı Sergisi Dirimart Pera’da

Renée Levi: Lékélée

Banu Cennetoğlu’nun “ne karanfil ne kurbağa.” Sergisi İMALAT-HANE’de

E-posta Bülteni

Haber bültenimize katılın, yeni içeriklerimiz e-postanıza gelsin.

* indicates required
/* real people should not fill this in and expect good things - do not remove this or risk form bot signups */

Intuit Mailchimp

  • Sanat Haberleri
  • Hesabım
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Gizlilik ve Çerez Politikası
  • Sanat Haberleri
  • Hesabım
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Gizlilik ve Çerez Politikası

© 2025 ArtColumn, Tüm hakları Saklıdır.

info@artcolumn.com.tr

✕
No Result
View All Result