
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu üstlendiği Venedik Bienali 19. Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu’nda Ceren Erdem ve Bilge Kalfa’nın küratörlüğündeki “Yerebasan” başlıklı proje sergilenecek. Günümüzün en önemli mimarlık etkinlikleri arasında yer alan Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergilerinin 19’uncu edisyonu bu yıl 10 Mayıs’ta kapılarını açacak. Ziyaretçileri toprakla daha derin bir bağ kurmaya davet edecek Yerebasan, toprağın hissedilip duyumsanabileceği, etkileşimli bir sergi olarak kurgulandı. Küratörler bu sergiyle sürdürülebilir, dayanıklı ve çevreyle uyumlu inşa ve yaşam biçimleri tasavvur ederken toprağın öğretebileceklerine kulak vermeyi, geleceğin toplumları için toprağı ortak bir zemin olarak değerlendirmeyi öneriyor.
Hüseyin Aksoy, Michael Akstaller, E. Füsun Alioğlu & Senem Akçay, Ali Mahmut Demirel, Sinem Dişli, Yelda Gin, Ali Miharbi, Özgül Öztürk, Serkan Taycan ve Orkan Telhan sergiye bireysel katkılarıyla katılıyor. Bire-Pan, Common Action Walls, Herkes İçin Mimarlık & Poçolana Works, Mono Earth, Ozruh, Rec II, ReYard House, Solidified ve Yalın Mimarlık ise sergiye ekip olarak katkı sunuyor. Bienalin ana mekânlarından Arsenale’de yer alan Türkiye Pavyonu, İKSV’nin koordinasyonunda, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla ve T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın himayesinde düzenleniyor. Venedik Mimarlık Bienallerinde Türkiye Pavyonu sergileri, 2014’ten bu yana Schüco Türkiye ve VitrA’nın eş sponsorluğunda gerçekleştiriliyor. Bu yıl Türkiye Pavyonu’na Fibrobeton Yapı Elemanları ve STONELINE katkı sağlayan kuruluşlar, Türk Hava Yolları havayolu partneri, FÖRNİ ve SAHA Derneği ise prodüksiyon destekçileri olarak katkı sunuyor.

Küratörler projeyi şöyle anlatıyor: “Yerebasan ile ziyaretçileri, toprağı, müstakil bir varlık olarak değil, etrafımızı saran yaşam dokusunun ayrılmaz bir parçası olarak algılamaya davet ediyoruz. Altımızdaki bir yüzeyden ya da çıkarılacak bir kaynaktan ibaret değil toprak; daha ziyade yoğun, zeki ve ayrıca parçası olduğumuz bir dünya o. Sergi, malzeme araştırmaları, sanatsal belgelemeler ve bilimsel gözlemlerle bizleri, bu dinamik alışverişin içindeki yerimizi yeniden düşünmeye yüreklendiriyor. Bizi, aşındırdığımız yapıları ve ekseriyetle göz ardı ettiğimiz olasılıkları görmeye çağırıyor. Böylelikle, kendini dayatmayan, aksine çevreyi dinleyen ve onunla etkileşim kuran yaşam ve inşa biçimleri öneriyor.”
İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, 2025 yılında Venedik Mimarlık Bienali’nde yer alacak sergiyle ilgili olarak şunları söyledi: “İstanbul Kültür Sanat Vakfı olarak Türkiye’deki kültürel, sanatsal ve düşünsel üretimin yurtdışındaki temsilini çok önemsiyor, hem İstanbul’da düzenlediğimiz faaliyetlerle hem de yurtdışındaki etkinliklerimizle yaratıcı profesyoneller için uluslararası etkileşim olanaklarını artırmak için çalışıyoruz. Venedik’te bu yıl küratörlerimizin liderliğinde, geniş katılımlı, geleneksel modelleri yeni teknolojilerle ele alan, güncel meselelere yeni perspektiflerle bakan, geleceğe dair umut veren projeleri bir araya getiren bir sergiye yer veriyoruz. 2014 yılında 21 destekçinin katkılarıyla ülkemize Arsenale’de kalıcı bir mekân kazandırmamızın ardından ülkemizin Venedik Mimarlık Bienali’ndeki uluslararası sergiye de katılabilmesini sağladığımız için mutluluk duyuyor, bu serginin gerçekleştirilebilmesini sağlayan tüm kurum, kuruluş ve kişilere teşekkür ediyoruz.”
Schüco Türkiye Genel Müdürü Can Eren, “Son yıllarda giderek artan bir eğilimle, insan elinden çıkan yapılar ile çevre arasında uyumlu bir birliktelik sağlayacak sistem geliştirmeleri yapıyor, doğal çevreye sorunsuz şekilde entegre olan binalara katkı vermeye çalışıyoruz. Toprakla daha derin bir bağlantı kuracağımız “Yerebasan” projesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, eş sponsor olarak bu bienalde de yer almaktan mutluluk duyuyoruz,” dedi.
Ülkemizin ilk kez kalıcı bir sergi mekanına kavuştuğu 2014’ten bu yana, Türkiye Pavyonu’nun destekçileri arasında yer aldıklarını söyleyen Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Hasan Pehlivan, “Seramikler üretildikleri coğrafyanın hafızasını yaşatır. Bu sayede geçmişle gelecek arasında köprü kurarlar. VitrA markamızla, 67 yıldır toprağımızın hafızasını yaşatıyoruz. Toprağın hikayesini, mimari ve tasarım aracılığıyla geleceğe taşıyacak bu değerli projeye katkıda bulunmaktan büyük heyecan duyuyoruz,” dedi.
Yerebasan
Yerebasan, medeniyetleri, ekosistemleri ve sürdürülebilir yaşamın özünü anlamamız için hayati öneme sahip, bütün dinamizmine rağmen çoğunlukla göz ardı edilen bir kaynak olan toprağı ön plana çıkarıyor. Türkiye’den toprak örneklerini içeren sergi, duyusal deneyimler, bilimsel araştırmalar ve sanatsal yorumlar aracılığıyla, toprağın türlü vasıflarını gözler önüne seriyor.
Mimarlık, sıklıkla, temiz ve denetlenebilir ortamlar yaratmak uğruna, toprağa ilişkin özellikleri bastırmaya meyillidir. Bunun aksine Yerebasan, toprağı pavyonun merkezine yerleştirerek onu, zekâya ve eylemliliğe sahip canlı bir varlık olarak sunuyor. Ziyaretçiler, toprağın dokusuyla, kokusuyla ve sesiyle etkileşime geçiyor; onu hem ekolojik bir sistem hem de doğa ve insanlık tarihinin canlı bir arşivi olarak deneyimliyor.
Yerebasan ayrıca inşaat gibi insan faaliyetlerinin tesirleri üzerine fikir yürütürken, Türkiye’nin zengin mirasını, arkeolojik alanlarını ve sürdürülebilir yapı uygulamalarını araştırıyor. Sergi, yerel teknikleri çağdaş yeniliklerle harmanlayarak, doğaya ve kültüre hürmet eden mimari yaklaşımlar tahayyül ediyor; doğayla daha ahenkli yaşam biçimlerine teşvik ediyor.
Projenin web sitesi ve kitabı
Projeyle ilgili ayrıntıların yer aldığı web sitesine turkiyepavyonu25.iksv.org adresinden erişilebiliyor. Sergiye paralel olarak Melis Cankara editörlüğünde hazırlanan kitaba Aytek Soner Alpan, Sevince Bayrak, Ömür Harmanşah, Enise Burcu Karaçizmeli, Burcu Serdar Köknar, Aslı Odman, Bülent Tanju ve Evren Uzer de yazılarıyla katkıda bulunuyor. Küratörlerin metni ve katılımcıların eser açıklamalarını içeren yayın eserlerde ele alınan temaların farklı bakış açılarıyla derinleştirilmesini de amaçlıyor.
Toprak temasının çok katmanlı ve canlı yapısını yansıtacak kitap, Türkçe ve İngilizce olarak iki cilt halinde yayımlanacak. Kitabın Türkçesine seçili kitabevlerinden ulaşılabilecek. Ayrıntılar bienal açılışıyla birlikte paylaşılacak.
Editörlüğünü Melis Cankara’nın üstlendiği kitabın tasarımı, projenin grafik tasarımından da sorumlu Paleworks’e (Ozan Akkoyun, Yağmur Ruzgar) ait. Proje ve araştırma ekipleri Enes Yılmaz, Leonie Todd, Karim Gohary, Neha Goel, Simonida Galovic ve küratör asistanı Dicle Beştaş’tan oluşuyor. Sergi tasarımı, Bilge Kalfa Architecture’a ait.
Küratör Ceren Erdem
İstanbul’da yaşayan ve uluslararası pek çok sergi ve yayında görev alan Ceren Erdem’in küratörlüğünü üstlendiği seçili sergiler arasında Teyel, İlizarov, Depo İstanbul (2023); Başka Her Şey Uzak, Dirimart (2021); Ad Infinitum, Dirimart (2019); Ayna (2017); Inverse Greyscale, Pasinger Fabrik, Münih (2016); İstanbul, Tutku, Neşe, Öfke, Fondazione MAXXI, Roma (2016); Water Knows All My Secrets, Pratt Manhattan Gallery (2015) ve Private Matters, apexart, New York (2014) yer alıyor. Erdem ayrıca Dirimart, İstanbul; Tina Kim Gallery, New York; British Council Türkiye, İstanbul ve İstanbul Bienali’nde tam zamanlı görev aldı. Erdem’in, Columbia Üniversitesi Modern Sanat: Eleştirel ve Küratöryel Çalışmalar Programı’ndan ve Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar-Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden yüksek lisans derecesi, İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden lisans derecesi bulunuyor.
Küratör Bilge Kalfa
Berlin’de yerleşik bir mimar olan Bilge Kalfa, Berlin International University’de stüdyo yürütücüsü ve Bilge Kalfa Architecture’ın kurucusu. Kalfa’nın uzmanlık alanı, doğal ve döngüsel malzemeleri odağına alıyor; tüm mimari ve iç tasarım aşamalarını, aynı zamanda mobilya tasarımını kapsıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden lisans ve yüksek lisans dereceleri ile mezun olan Kalfa, aynı zamanda kadın tasarımcılardan oluşan kilim şirketi The Keep’in de ortaklarından. 2010 yılında imkanmekan adlı grup projesiyle ulusal bir mimarlık ödülü alan Kalfa, eski iş ortağıyla birlikte Moda Sahnesi ve Boğaziçi Üniversitesi Demir Demirgil Tiyatro Salonu gibi çok sayıda projeyi tamamladı ve çeşitli ödüller kazandı. Tasarım yaklaşımını, “yaşamın bütünselliğinin farkında olmaya çabalamak” olarak özetliyor.
Venedik Mimarlık Bienali 19. Uluslararası Mimarlık Sergisi
Venedik Bienali 19. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nin başlığı ve teması, La Biennale di Venezia Başkanı Pietrangelo Buttafuoco ve 19. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nin küratörü Carlo Ratti tarafından Intelligens. Natural. Artificial. Collective. olarak açıklanmıştı. Bienal, Giardini, Arsenale ve Venedik’teki çeşitli mekânlarda 10 Mayıs–23 Kasım 2025 arasında (önizleme: 8–9 Mayıs) düzenlenecek.
Ayrıntılı bilgi için: www.labiennale.org/en/architecture/2025



















