Instagram Facebook-f Youtube
  • Ana Sayfa
  • Sanat Haberleri
  • Mimari ve Tasarım
  • Röportajlar
  • Makaleler
  • Köşe Yazıları
  • Sanatla Yaşayan Mekanlar
  • Ayın Solo Sergisi
  • Eser Satış
  • Youtube
  • Müzayedeler
  • Mağaza
  • Ana Sayfa
  • Sanat Haberleri
  • Mimari ve Tasarım
  • Röportajlar
  • Makaleler
  • Köşe Yazıları
  • Sanatla Yaşayan Mekanlar
  • Ayın Solo Sergisi
  • Eser Satış
  • Youtube
  • Müzayedeler
  • Mağaza
Ara
Ara
  • Ana Sayfa
  • Sanat Haberleri
  • Mimari ve Tasarım
  • Röportajlar
  • Makaleler
  • Köşe Yazıları
  • Sanatla Yaşayan Mekanlar
  • Ayın Solo Sergisi
  • Eser Satış
  • Youtube
  • Müzayedeler
  • Mağaza
  • Ana Sayfa
  • Sanat Haberleri
  • Mimari ve Tasarım
  • Röportajlar
  • Makaleler
  • Köşe Yazıları
  • Sanatla Yaşayan Mekanlar
  • Ayın Solo Sergisi
  • Eser Satış
  • Youtube
  • Müzayedeler
  • Mağaza

“Anadolu’nun Bitki Mirası” Sergisi, Sanat ve Bilimin Bir Arada Nefes Aldığı Bir Belleği Temsil Ediyor

“Anadolu’nun Bitki Mirası” Sergisi, Sanat ve Bilimin Bir Arada Nefes Aldığı Bir Belleği Temsil Ediyor

Burçin Çıngay, Flora Araştırmaları Derneği Genel Sekreteri, “Anadolu’nun Bitki Mirası” Sergisi Koordinatörü.

Facebook 'ta PaylaşX'te PaylaşWhatsapp ile GönderLinkedin'de Paylaş

Botanik illüstrasyon aracılığıyla Anadolu’daki bitki çeşitliliğini görünür kılmayı amaçlayan “Anadolu’nun Bitki Mirası” sergisi Salt Beyoğlu’ndaki Mutfak alanında ziyarete açıldı. “Anadolu’nun Bitki Mirası” yalnızca bir sergi değil; doğaya, bilgiye ve emeğe adanmış onlarca kişinin izini taşıyan kolektif bir hafıza çalışması. Bu sergi, geçmişin bilgisiyle geleceğe seslenen, sanat ve bilimin bir arada nefes aldığı bir belleği temsil ediyor. Serginin Koordinatörü Burçin Çıngay ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide bitki illüstrasyonu konusunda çok önemli detaylar öğrendik.

Röportaj: Ümmühan Kazanç

Sevgili Burçin Çıngay, Botanik illüstrasyon aracılığıyla Anadolu’daki bitki çeşitliliğini -görünür kılmayı amaçlayan “Anadolu’nun Bitki Mirası” sergisi Salt Beyoğlu’ndaki Mutfak alanında ziyarete açıldı ve 10 Ağustos’a kadar ziyaret edilebilecek. Bu serginin arka planında çok büyük bir emek ve adanmışlık hikayeleri olduğu kesin. Öncelikle sizi tanıdıktan sonra bu sergi nasıl bir organizasyon ve işbirliğiyle ile ortaya çıktı onu öğrenmek isteriz. 

“Anadolu’nun Bitki Mirası” sergisi, sanatı bilimle, emeği kolektif yaratıcılıkla buluşturan kapsamlı bir girişim. Sergi, 30 ülkenin katılımıyla gerçekleşen Botanical Art Worldwide 2025 programı kapsamında Türkiye’nin bu uluslararası platforma sunduğu katkı olarak hazırlandı. Program, her ülkenin yerel bitki örtüsünü botanik sanat aracılığıyla görünür kılmayı amaçlıyor.

Türkiye’de bu sürecin ulusal koordinasyonunu Flora Araştırmaları Derneği üstlendi. Dernek bünyesinde faaliyet gösteren Bitki Ressamları Komitesi (BİRET), projeyi hem bilimsel hem de sanatsal yönüyle kurgulayıp hayata geçirdi. 2023 yılında başlatılan çağrılarla Türkiye’nin dört bir yanından 47 sanatçının katılımıyla 80 eserlik bir seçki oluşturuldu. Bu eserler, Anadolu’nun tarımı yapılan tahıllarını, şifalı bitkilerini, meyvelerini ve endemik türlerini konu alıyor; kimi zaman bir yaprağın damarını, kimi zaman bir çiçeğin meyveye dönüşümünü büyük bir titizlikle aktarıyor.

Bu çok katmanlı sürecin arkasında farklı sorumlulukları üstlenen pek çok kişinin emeği bulunuyor. Türkiye Yönlendirme Komitesi’nde Deniz Bozok, Ersin Karabacak ve Sema Niğdeli yer aldı. Sanat Jürisi Gülnur Ekşi Bona, Hülya Korkmaz ve Işık Güner’den; Bilim Jürisi ise Füsun Ertuğ, Tuğrul Körüklü, Burçin Çıngay, Ersin Karabacak, Mecit Vural ve Barış Özüdoğru’dan oluştu. Organizasyon Komitesi’nde ise Yasemin Ülgen, Burçin Çıngay, Deniz Bozok, Gülüm Bağcı, Eda Göknar ve Ogün Demir aktif rol aldı.

Serginin hem ev sahibi hem de proje ortağı olan Salt Beyoğlu, bu sürece yalnızca mekân sağlayarak değil, küratoryal katkılar, teknik ekip desteği, iletişim stratejileri ve kamusal programlar aracılığıyla çok yönlü destek sundu. İstanbul’un önemli kültür kurumlarından biri olan Salt, bu iş birliğiyle serginin hem mekânsal hem de içeriksel olarak güçlenmesini sağladı. Sergi, Salt Beyoğlu’nun kamusal sergi alanı olan Mutfak’ta, 10 Ağustos 2025 tarihine kadar ziyaret edilebilir.

Ayrıca sergi yalnızca fiziksel olarak değil, çevrimiçi ortamda da izlenebiliyor. biret.org adresinden tüm seçkiye ve açıklamalara erişmek mümkün. Böylece Anadolu’nun bitki zenginliği, uluslararası izleyiciyle dijital ortamda da buluşmuş oluyor. “Anadolu’nun Bitki Mirası” yalnızca bir sergi değil; doğaya, bilgiye ve emeğe adanmış onlarca kişinin izini taşıyan kolektif bir hafıza çalışmasıdır. Bu sergi, geçmişin bilgisiyle geleceğe seslenen, sanat ve bilimin bir arada nefes aldığı bir belleği temsil ediyor.

Haşhaş | Papaver somniferum L. Mehmet Kavlak’ın izniyle.

Botanik ressamlığı, botanik illüstrasyonu sıklıkla duyduğumuz bir terim. Botanik ressamlığını sizden dinlemek isteriz. Geçmişi 16. Yüzyıla kadar uzanıyor sanırım. Siz bu sergi kapsamında botanik ressamları ile nasıl çalışma gerçekleştirdiniz? 

Botanik ressamlığı, doğanın en dikkatli bakışla yorumlandığı, bilimin estetikle buluştuğu çok özel bir disiplindir. Çoğu zaman “görsel bir kayıt” gibi algılansa da aslında hem tanı hem teşhis için bilimsel doğruluğu gözeten, hem de sanatın inceliğiyle bitkilerin tüm yapısal özelliklerini ortaya koyan çok katmanlı bir anlatım biçimidir. Botanik illüstrasyon yalnızca bir çiçeğin güzel görünüşünü değil; çiçeğin yapısını, yaprak dizilişini, meyvesini, hatta tohumunu gösterir. Yani doğanın mikroskobik detaylarını büyüteçle değil, gözle ve fırçayla görünür kılar.

Bu sanatın geçmişi Avrupa’da 16. yüzyıla kadar uzanıyor. Özellikle tıp biliminin gelişmesiyle birlikte, bitkilerin doğru tanımlanması ihtiyacı artınca botanik illüstrasyon ön plana çıkmaya başladı. Günümüzde hâlâ bu yöntemin eşsiz bir yönü var: bir fotoğrafın yakalayamayacağı ayrıntıların, sanatçının gözünden süzülerek aktarılması. Bitkinin farklı evrelerini -örneğin aynı anda hem çiçekli hem meyveli halini- aynı kompozisyonda sunmak gibi olanaklar yalnızca bu sanatta mümkün oluyor.

“Anadolu’nun Bitki Mirası” sergisini hazırlarken bu disiplini hem büyük bir saygıyla ele aldık hem de çağdaş bir yaklaşımla yorumladık. Bitki ressamlarıyla çalışmaya başlamadan önce, onlara bilimsel rehberlik sağlayacak tür listeleri, saha kaynakları ve görsel referanslar sunduk. Sanatçılar, seçilen bitkileri kimi zaman doğada gözlemleyerek, kimi zaman herbaryum örnekleri ya da literatürden yararlanarak detaylı incelemelere dayalı çizimlerini hazırladılar. Bizler de bu süreçte eserlerin bilimsel doğruluğunu, tür teşhislerini ve anlatım bütünlüğünü sağlamak adına onlara eşlik ettik.

Bu üretim süreci yalnızca çizimle sınırlı kalmadı; ressamlarla bilim insanları arasında güçlü bir bilgi alışverişi kuruldu. Kimi sanatçılar bitkileri çiçeklenme döneminde gözlemlerken, meyve ya da tohumları aylar sonra bulabildi. Bu zaman farkı, örneğin hem çiçek hem meyvenin aynı çizimde bir araya gelmesini sağladı ve bitkinin yaşam döngüsü bir bütün olarak aktarılabildi.

Sergide yer alan birçok sanatçı, ulusal ve uluslararası alanda tanınırlığa sahip. Örneğin, Royal Botanic Gardens Kew ile uzun yıllardır çalışan Işık Güner, yalnızca teknik becerisiyle değil, sahadaki gözlem deneyimiyle de öne çıkıyor. Eserlerinde yalnızca bir bitki değil, o bitkinin yaşadığı ekosistemin izlerini de hissediyorsunuz. Aynı şekilde Gülnur Ekşi Bona, özellikle tıbbi bitkiler üzerine yoğunlaşan çalışmaları ve sadeleştirilmiş çizim diliyle bilimsel açıklığı sanatla buluşturuyor. Hülya Korkmaz ise akademik eğitimci kimliğiyle hem sanat üreten hem de bu alanda yeni nesilleri yetiştiren önemli bir isim olarak sergiye katkı sundu.

Tüm bu süreçte yer alan ressamlar yalnızca resim yapan kişiler değil; aynı zamanda gözlemci, araştırmacı ve anlatıcıydılar. Onların üretimleri, yalnızca teknik bir çalışmanın değil, bitkilerle kurdukları derin ilişkinin bir yansıması. Bu sergi, Anadolu’nun bitki çeşitliliğini görünür kıldığı kadar, bu çeşitliliği aktaran ellerin emeğini ve duygusunu da izleyiciye ulaştırıyor.

Bu yönüyle botanik ressamlığı, doğayı yalnızca belgeleyen değil; aynı zamanda ona duyulan hayranlığı yansıtan, sessiz ama derinlikli bir anlatım dilidir. Ne mutlu ki biz de bu dili konuşan sanatçılarla birlikte Anadolu’nun bitki mirasını zamanlar ve sınırlar ötesine taşıyabildik.

Eşekdikeni | Carduus nutans L., Ayşe Didem Demir’in izniyle.

Botanik ressamlarının asıl amacı tabi ki güzel çiçek, bitki resimleri yapmaktan ibaret değil. Botanik ressamlarının birincil amacını öğrenmek isteriz.

Botanik ressamlarının birincil amacı, yalnızca güzel çiçekler veya estetik bitki görselleri üretmek değildir. Elbette çizimlerin sanatsal yönü güçlüdür; ancak bu disiplinin temelinde, bilimsel doğrulukla yapılmış görsel bir belgeleme süreci yatar. Botanik ressamları, bir bitkinin tür kimliğini ortaya koyacak şekilde; yaprak ayasından çiçek organlarına, gövde yapısından meyve ve tohum detaylarına kadar tüm karakteristik özelliklerini doğru oranlarla, eksiksiz ve tanınabilir biçimde betimlemeyi hedefler.

Bu, özellikle bilimsel teşhis, sınıflandırma ve halkla bilgi paylaşımı açısından büyük önem taşır. Çünkü her ne kadar günümüzde dijital fotoğrafçılık yaygın olsa da bir fotoğrafın sağlayamayacağı bütüncül bakış ve anlatım, ancak bir botanik illüstrasyonla mümkün olur. Örneğin aynı bitkinin çiçekli, meyveli ve yapraksız evrelerini tek bir kompozisyonda birleştirerek, türün yaşam döngüsü anlaşılır biçimde sunulabilir.

Dolayısıyla botanik ressamlarının birincil hedefi, görselliğin ötesinde bilimsel iletişimi güçlendirmektir. Onlar, bir türün doğru tanımlanabilmesi, ayırt edici özelliklerinin açıkça görülebilmesi ve bu bilgilerin gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için çalışan sessiz anlatıcılardır. Bu nedenle botanik illüstrasyon, sadece sanat değil; aynı zamanda bilgi, sabır ve sorumluluk gerektiren bir bilimsel hizmettir.

Bu sergi özelinde de ressamlarımız, çizimlerini yalnızca estetik kaygılarla değil; her bir çizginin arkasında bilimsel bir temsiliyet taşıyacağı bilinciyle ürettiler. Her eser, aynı zamanda Anadolu bitki mirasının yaşayan bir belgesi olarak değerlendirilebilir.

Keçiboynuzu | Ceratonia siliqua L., Berat Mehani’nin izniyle.

Anadolu’nun Bitki Mirası, American Society of Botanical Artists tarafından hazırlanan ve 30 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen Botanical Art Worldwide 2025 programı kapsamında düzenlenmiş. Sergi, 2005’ten bu yana floristik botanik alanında araştırma ve eğitim projeleri yürüten Flora Araştırmaları Derneği bünyesindeki Bitki Ressamları Komitesi (BİRET) tarafından hayata geçirilmiş. Burada adı geçen kurumları da tanımayı çok isteriz. 

“Anadolu’nun Bitki Mirası” sergisi, uluslararası bir çerçevede şekillenen ve yerel birikimi küresel bir platforma taşıyan özgün bir projedir. Sergi, American Society of Botanical Artists (ASBA) tarafından koordine edilen ve 30 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen Botanical Art Worldwide 2025 programı kapsamında Türkiye’nin katkısı olarak hazırlandı.

American Society of Botanical Artists (ASBA), 1994 yılında kurulan, dünya çapında botanik sanatın geliştirilmesini ve desteklenmesini amaçlayan köklü bir kuruluştur. Merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan ASBA, yalnızca sanatçılar için değil; botanik ressamlığına ilgi duyan bilim insanları, küratörler, yayıncılar ve eğitimciler için de bir etkileşim ve öğrenme platformu sunar. Kurum, uluslararası sergiler, yayınlar, seminerler ve yarışmalar düzenleyerek botanik sanatın çağdaş bir alan olarak tanınırlığını artırmayı hedefler. Botanical Art Worldwide projesi de bu vizyonun bir parçası olarak, her ülkenin kendi florasına odaklanarak botanik sanat aracılığıyla küresel bir farkındalık yaratmayı amaçlar.

Türkiye’de bu projeye ev sahipliği yapan kurum ise, 2005 yılından bu yana floristik botanik alanında çalışmalar yürüten Flora Araştırmaları Derneği’dir. Dernek; Türkiye’nin bitki çeşitliliğini araştırmayı, belgeleme ve koruma çabalarına katkı sunmayı ve bu alanda çalışan uzmanlar arasında iş birliği geliştirmeyi amaçlar. Akademik projeler, saha çalışmaları, yayım faaliyetleri ve halka yönelik bilinçlendirme etkinlikleriyle Türkiye florasına yönelik önemli bir birikim oluşturmuştur.

Dernek bünyesindeki Bitki Ressamları Komitesi (BİRET) ise, Türkiye’de botanik sanatının bilimsel temellerle gelişmesini hedefleyen bir çalışma grubudur. BİRET, sanatçılar ile botanik uzmanları arasında köprü kurarak botanik illüstrasyonun hem bilimsel doğruluk hem de estetik değer taşımasını sağlar. Eğitim atölyeleri, sergiler, yayın projeleri ve uluslararası iş birlikleriyle Türkiye’de botanik ressamlığının kurumsallaşmasına öncülük eder. “Anadolu’nun Bitki Mirası” sergisi de bu vizyonun en kapsamlı çıktılarından biri olarak hayata geçirilmiştir.

Kısacası, bu sergi yalnızca bir sanatsal etkinlik değil; aynı zamanda bu alana gönül vermiş ulusal ve uluslararası kurumların uzun vadeli emeklerinin ve iş birliklerinin bir meyvesidir. Doğaya, bilgiye ve sanata saygıyı merkezine alan bu oluşumlar sayesinde Anadolu’nun bitkisel çeşitliliği evrensel bir anlatıyla görünürlük kazanmıştır.

Anadolu’nun Bitki Mirası, Salt Beyoğlu, 2025, Fotoğraf: Metean Bars (Salt).

Botanik ressamlığının bilimsel bir yönü var. Sanırım fotoğraf teknikleri ve teknolojileri ne kadar gelişmiş olsa da botanik illüstrasyonun yerini tutmuyor. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

Evet, botanik ressamlığının çok güçlü bir bilimsel yönü var. Hatta diyebiliriz ki botanik illüstrasyonun temel işlevi tam da burada yatıyor: bilimsel iletişimi görselleştirmek. Günümüzde fotoğraf teknikleri ve görüntüleme teknolojileri son derece gelişmiş olsa da botanik illüstrasyonun sağladığı bütüncül bakışı ve seçici anlatımı birebir karşılayamıyor.

Bir fotoğraf, o anın doğrudan ve doğal bir kaydıdır; ancak doğada bir bitkiyi tanımaya çalışırken karşımıza her zaman ideal örnekler ya da eksiksiz formlar çıkmaz. Fotoğrafta çiçek gölgede kalabilir, yapraklar arka arkaya gelerek yapıyı gizleyebilir ya da bitkinin tüm yaşam döngüsü aynı kareye sığmayabilir. Botanik illüstrasyon ise, tüm bu detayları dikkatle seçer, ayıklar, anlamlandırır ve bilimsel bir kompozisyon içinde sunar.

Örneğin bir bitkinin çiçeklenme dönemi ile meyve verme dönemi arasında haftalar, hatta aylar olabilir. Botanik ressam, bu iki evreyi gözlemleyip aynı çizimde bir araya getirerek türün tüm yaşam döngüsünü görünür kılabilir. Aynı şekilde çiçeğin iç yapısı, stamen ve pistil gibi ayırt edici organları, meyve kesiti, yaprak dizilişi gibi tür teşhisinde kritik önemdeki özellikler bir illüstrasyon aracılığıyla tek bakışta ve sistematik olarak gösterilebilir.

Bu nedenle botanik ressamlığı, sadece sanatsal bir uğraş değil; aynı zamanda bilimsel bir araçtır. Floralar, monografiler, akademik yayınlar ve eğitim materyallerinde hâlâ yaygın olarak kullanılmasının nedeni de budur. Özellikle yeni türlerin tanımlanmasında, uluslararası botanik camiasında tür betimlemeleri yanında mutlaka bilimsel çizimlerin yer alması, bu disiplinin yerini ve önemini açıkça ortaya koyar.

“Anadolu’nun Bitki Mirası” sergisinde yer alan eserler de bu anlayışla üretildi. Sanatçılar sadece estetik bir betimleme değil, aynı zamanda bilimsel teşhis kriterlerini gözeterek çalıştılar. Her çizim; gözlem, araştırma, bitkinin farklı dönemlerinin izlenmesi ve sonunda tüm bu bilgilerin tutarlı bir kompozisyonda birleştirilmesiyle ortaya çıktı. Bu yönüyle her bir eser, bir türün sessizce anlatılmış biyolojik hikâyesi gibidir.

Sonuç olarak, botanik illüstrasyon; gözün, bilginin ve elin eşzamanlı iş birliğiyle ortaya çıkan nadir alanlardan biridir. Fotoğrafın nesnelliğini, gözlemin inceliğiyle tamamlar. Geçmişten bugüne bilimsel botaniğin vazgeçilmez bir parçası olmasının nedeni de budur.

En Dido Na Orom Mťka? (En Sevdiğin Bitki?) (2025) filminden bir kare, ©Duygu Bostancı.

Siz Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesinde çalışıyorsunuz. Tüm bu işbirlikleri içinde Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesinin yeri nedir?

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, yalnızca bitkilerin sergilendiği bir bahçeden öte; Türkiye’nin floristik bilgisine dayalı bilimsel yayıncılığın, çevre eğitimlerinin ve sanatla buluşan doğa anlatılarının üretildiği yaşayan bir merkezdir. ANG Vakfı tarafından kurulan bu bahçe, Türkiye florasının belgelenmesi, korunması ve tanıtılması amacıyla birçok öncü projeye ev sahipliği yapmıştır.

Bu projelerin en kapsamlı ve etkili olanlarından biri hiç kuşkusuz Resimli Türkiye Florası (RTF) projesidir. ANG Vakfı liderliğinde, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ve Flora Araştırmaları Derneği iş birliğiyle hazırlanan bu yayın dizisi, Türkiye’nin doğal bitkilerini bilimsel doğrulukla tanıtan, her tür için ayrıntılı tanımlamalar, habitat bilgileri ve özgün botanik illüstrasyonlar içeren çok dilli bir kaynak niteliğindedir.

RTF’nin özgünlüğü yalnızca bilimsel içerikten değil, aynı zamanda görsel anlatımındaki titizlikten gelir. Her bir bitki türü, yalnızca fotoğraflarla değil, türün ayırt edici tüm yapısal özelliklerini içeren botanik çizimlerle temsil edilir. Bu çizimlerin üretimi ve niteliği konusunda önemli bir sorumluluğu da Flora Araştırmaları Derneği’nin Bitki Ressamları Komitesi (BİRET) üstlenmektedir.

BİRET, Resimli Türkiye Florası için özel olarak bilimsel illüstrasyonlar üreten profesyonel ressamları bir araya getirir. Bu sanatçılar, yalnızca estetik amaçla değil, tür teşhisinde kullanılabilecek düzeyde bilimsel doğrulukla çalışan ve her bir çizimi uluslararası yayın standartlarına göre hazırlayan uzmanlardır. BİRET’in çizim katkıları, Türkiye florasının uluslararası bilim camiasında tanınırlığı açısından çok önemli bir yer tutmaktadır.

Bu bağlamda, 2008 yılında Christabel King’in İstanbul’a davet edilmesi, Türkiye’de bilimsel temelli botanik illüstrasyon eğitiminin başlamasında dönüm noktası olmuştur. Royal Botanic Gardens, Kew’in en deneyimli bitki ressamlarından olan King, RTF projesi için Türkiye’de ilk eğitimleri vermiş ve çizim tekniklerinde ortak bir standart oluşturmuştur. Bu ilk eğitimler, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nde gerçekleştirilmiş; ilerleyen yıllarda ise, eğitimler, atölyeler ve çizim kamplarıyla yaygınlaştırılmıştır.

Bugün RTF’ye katkı sunan ressamların büyük bölümü, ya bu ilk çekirdek grubun içinden yetişmiş ya da BİRET’in yönlendirmesiyle bu disipline dahil olmuştur. Aynı şekilde “Anadolu’nun Bitki Mirası” sergisinde yer alan pek çok sanatçının da yolu, doğrudan bu çizim ve yayın sürecinden geçmiştir.

Sonuç olarak, Resimli Türkiye Florası yalnızca bir yayın değil; bilim, sanat ve eğitimin birlikte yürütüldüğü bir modeldir. Bu modelin başarısında ANG Vakfı’nın kurucu vizyonu, Flora Araştırmaları Derneği’nin bilimsel katkısı ve BİRET’in sanatsal emeği büyük rol oynamaktadır. Tüm bu yapıların kesişim noktası olarak ise Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi hem bir üretim alanı hem de bir öğrenme mekânı olarak bu sürece hayat vermeye devam etmektedir.

En Dido Na Orom Mťka? (En Sevdiğin Bitki?) (2025) filminden bir kare, ©Duygu Bostancı.

Flora Araştırmaları Derneği bünyesindeki Bitki Ressamları Komitesi (BİRET)’i birçok seminer ve eğitim programı düzenliyor. Hepsi de çok önemli. Bu derneğe herkes katılabiliyor mu? Katılmak için ne yapmak gerekiyor?

Evet, Flora Araştırmaları Derneği bünyesindeki Bitki Ressamları Komitesi (BİRET), botanik sanatına ilgi duyan herkese açık bir öğrenme ve üretim alanı sunuyor. Komite, yalnızca sergiye eser gönderen ressamları değil; aynı zamanda bu alana ilgi duyan, gelişmek isteyen, öğrenmek isteyen bireyleri de kapsayan kapsayıcı ve paylaşımcı bir yapıya sahip.

BİRET, yıl boyunca botanik illüstrasyona dair çeşitli düzeylerde eğitimler, seminerler, atölyeler ve çevrim içi buluşmalar düzenliyor. Bu etkinlikler hem teknik becerilerin gelişmesini sağlıyor hem de bilimsel bitki bilgisiyle sanatsal ifade arasındaki köprüyü kuruyor. Katılımcılar arasında profesyonel sanatçılar kadar yeni başlayanlar, akademisyenler, doğaseverler ve öğrenciler de yer alıyor.

Flora Araştırmaları Derneği’ne üye olmak ve bu etkinliklere daha aktif katılmak isteyenler için izlenecek yol oldukça açık. Dernek web sayfası üzerinden erişilebilecek bir üyelik formu bulunuyor. Üyelik başvurusu, kısa bir özgeçmiş ya da ilgi alanı beyanı ile yapılıyor. Dernek yönetim kurulu başvuruyu değerlendiriyor ve olumlu sonuçlandığında aday üye, yıllık aidat karşılığında dernek üyesi olarak kabul ediliyor. Aidat miktarı oldukça semboliktir; esas amaç ortak bir niyet ve sorumluluğun paylaşılmasıdır.

BİRET’e katılmak için özellikle güzel sanatlar mezunu olma ya da akademik bir geçmişe sahip olma şartı aranmıyor. Önemli olan bitkilere ilgi duymak, doğayı gözlemlemek ve bu gözlemi hassasiyetle kâğıda aktarma isteğidir. Komite, üyeler arasında dayanışmayı güçlendiren, deneyim paylaşımını teşvik eden, eleştirel bakışı ve birlikte üretmeyi önemseyen bir yapıya sahip.

Bugün BİRET çatısı altında çalışan pek çok sanatçı, bu yolda ilk adımlarını atarken dernek etkinlikleri sayesinde hem teknik donanım hem de bilimsel rehberlik kazandı. Aynı ruhu ve kolektif emeği, Anadolu’nun Bitki Mirası sergisinde bir araya getirmek bizim için son derece kıymetliydi.

Anadolu’nun yaban kirazları | Prunus L. Subgenus Cerasus Mill., Rachel Rose Mollman’ın izniyle.

Sergi kapsamında bir kitap da hazırlanmış. Kitabın yazarı da Oğuz Karayemiş. Kitapla ilgili bilgi de alabilir miyiz?

Evet, Anadolu’nun Bitki Mirası sergisine eşlik eden kapsamlı bir sergi kataloğu hazırlandı. Ancak bu bir kitap değil; bilimsel ve sanatsal katkıların birleştiği özel bir katalog çalışmasıdır. İçeriğiyle yalnızca sergide yer alan eserleri belgelemekle kalmıyor, aynı zamanda Anadolu’nun bitki zenginliğine dair botanik, kültürel ve tarihsel katmanları da okuyucuya sunuyor.

Katalog; Füsun Ertuğ, Ersin Karabacak ve Burçin Çıngay’ın uzun süredir yürüttükleri ortak çalışmanın ürünü olarak ortaya çıktı. Bu üç ismin botanik sistematik, etnobotanik ve editoryal bilgi birikimiyle derlenen içerikler hem bilimsel doğruluk taşıyor hem de sergiye gelen herkesin bitkileri daha yakından tanımasını sağlayacak kadar erişilebilir bir dille sunuluyor. Metinlerin redaksiyonu, görsel düzeni ve genel bütünlüğü ise katalog editörü Oğuz Karayemiş tarafından yürütüldü. Katalogda, her sanatçının bir ya da birkaç eserine yer verilirken; bu eserlerde betimlenen bitkilerin Latince isimleri, Türkçe karşılıkları, doğal yayılışları, kullanım alanları ve kültürel önemi hakkında bilgiler sunuluyor. Aynı zamanda, bazı bitkilere dair geleneksel bilgiler ve halk arasındaki isimlendirmeler de derlenmiş durumda. Bu yönüyle katalog, yalnızca bir sanat rehberi değil; Anadolu’nun bitki kültürüne dair kaynak niteliğinde bir bellek çalışmasıdır.

Kataloğun dijital versiyonu tüm ilgililere ücretsiz olarak açık. biret.org/catalogue adresinden çevrimiçi olarak görüntülenebilir ve indirilebilir. Böylece hem akademisyenler hem sanatçılar hem de doğasever izleyiciler, bu içerikten kalıcı ve erişilebilir şekilde yararlanabiliyor. Sonuç olarak, bu katalog; sanatçıların titizlikle ürettiği illüstrasyonları, bilim insanlarının derin bilgisini ve editoryal emeği bir araya getirerek, Anadolu’nun Bitki Mirası sergisinin kalıcılığını sağlayan temel belgedir.

Son olarak şunu sormak isterim, sergi sonrasında planladığınız etkinlikler nelerdir?

Sergi, 10 Ağustos 2025’e kadar Salt Beyoğlu’nda izleyiciyle buluşmaya devam edecek; ancak bu yalnızca bir başlangıç. “Anadolu’nun Bitki Mirası” sergisi için iki yıl sürecek daha geniş kapsamlı bir dolaşım ve etkileşim planımız var. Amacımız, bu seçkiyi mümkün olduğunca farklı kentlerde, farklı kitlelerle buluşturmak ve Anadolu’nun bitki zenginliği üzerine yürüttüğümüz bu görsel-bilimsel anlatıyı yaygınlaştırmak.

İlk durak olarak Ankara planlanıyor. Ardından İzmir, Gaziantep, Adana, Çanakkale ve Eskişehir gibi illerde bu serginin yeniden kurgulanması hedefleniyor. Her şehirdeki sergi, yerel bağlam gözetilerek yeniden düzenlenecek; o bölgenin florasıyla ilişkilendirilecek kamusal etkinliklerle desteklenecek. Yani her sergi yalnızca taşınan bir sergi değil, gittiği yerde yeniden nefes alan bir üretim olacak.

Bunun yanında, bu sergiye eşlik eden konferanslar, panel buluşmaları, çocuk ve yetişkin atölyeleri, bitki tanıma yürüyüşleri, canlı çizim gösterimleri gibi pek çok etkinliği de programımıza dahil ediyoruz. Aynı zamanda Flora Araştırmaları Derneği ve BİRET çatısı altında, serginin temsil ettiği disiplini yaygınlaştırmak üzere yeni eğitimler ve seminerler planlıyoruz.

Serginin çevrimiçi versiyonu biret.org üzerinden kalıcı biçimde erişilebilir durumda. Ancak fiziksel olarak sergiyi başka şehirlere taşımak, özellikle doğa ve bilimle teması daha az olan yerlerde farkındalık yaratmak bizim için çok kıymetli. Bu süreçte yerel yönetimlerle, üniversitelerle, kültür-sanat kurumlarıyla iş birlikleri geliştirmeyi sürdüreceğiz. Kısacası, Anadolu’nun Bitki Mirası sergisi, yalnızca İstanbul’da açılıp kapanan bir proje değil. Bu sergi, iki yıl boyunca sürecek bir dolaşımın, bir öğrenme sürecinin ve kolektif bir hafıza hareketinin başlangıcı. Doğayı, sanatı ve bilgiyi yan yana getiren bu yolculuk, ancak farklı coğrafyalarda büyüdükçe gerçek anlamını bulacak.

Sergide Eserleri Yer Alan Sanatçılar: Asude Nur Sancaktutan, Ayfer Banaz, Ayla Genç, Aynur Haliloğlu, Ayşe Didem Demir, Ayşe Oran, Berat Mehani, Binali Yıldız, Buket Baydemir, Burcu Baraner Kutluğ, Büşra Bayçelebi Ekşi, Deniz Bozok, Elif Demirci, Elif Şirin, Emel Kangal, Ersin Karabacak, Fatma Şen Gökmen, Ferzan Süngütay, Golshan Zare, Gül Nilhan Tuğ, Gülüm Bağcı, Hande Evrenos, Hürmüz Yeniceli, İdil Saadet Akalın, İnsel Kanca, İrem Sönmez Markopcuoğlu, Kseniia Krokhaleva, Mehmet Kavlak, Melek Sevil Mercan Tiryaki, Nadiye Gezmiş, Naile Akın Sevim, Nalan Sarıkaya, Nilgün Alioğlu, Nilgün Töre, Nurcihan Kahraman, Rachel Rose Mollman, Rahmiye Taşkırdı, Sabite Müftügil, Selda Özel, Sema Niğdeli, Serap Keser, Sevgi Yaltırık Yarman, Sevil Mehdi, Şebnem Akyıldız, Şükran Çiper, Zeynep Sırma Ekşi, Zuhal Yeşim Dursun

Yürütme Kurulu: Deniz Bozok, Ersin Karabacak, Sema Niğdeli

Sanatsal Seçici Kurul: Gülnur Ekşi Bona, Hülya Korkmaz, Işık Güner

Bilimsel Seçici Kurul: Barış Özüdoğru, Burçin Çıngay, Ersin Karabacak, Füsun Ertuğ, Mecit Vural, Tuğrul Körüklü

Sergi Organizasyon Kurulu: Deniz Bozok, Yasemin Ülgen, Eda Göknar ve Gülüm Bağcı

Etiketler: Anadolu’nun Bitki Mirası SergisiBİRETbotanik illüstrasyonBotanik RessamlığıBurçin ÇıngayFlora Araştırmaları DerneğiSalt Beyoğlu
Önceki Yazı

“Hayvanların Yaşamı” Salt Beyoğlu’nda

Sonraki Yazı

Sisifos’un Mutlu Sonu

Art Column

Art Column

2013 yılında bir Google Blog ile kurulan Art Column – Sanat Sütunu, 2024 yılında tüm yayın kanallarını bir çatı altında topladığı web sitesi üzerinden dijital sanat yayıncılığı yapmaya devam ediyor. Yazılar, makaleler, röportajlar, reels videolarının yanı sıra sanat galerilerinin, müzelerin ve sanat kurumlarının sergi ve etkinlik haberlerine tüm kanallarında yer veriyor.

Benzer Haberler

Ozan Ünal’ın Hayal, Rüya, Gündüz Düşü ve Soyut Fikirler Arasında Gezinen Ruhları
Röportajlar

Ozan Ünal’ın Hayal, Rüya, Gündüz Düşü ve Soyut Fikirler Arasında Gezinen Ruhları

05/11/2025
Küratör Nazlı Pektaş.
Röportajlar

“Tenduvar”: Güven Zeyrek Resminde Doğa, Yüce, Varoluş, Boşluk ve Renk

02/11/2025
Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi Müdürü Canan Atlığ.
Röportajlar

Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi: Klasik Resim Sanatımızın Tarihini Yansıtan Bir Cevher

28/10/2025
“Halının Altındakiler”: Hafıza, Yas ve Unutuşun Katmanları
Röportajlar

“Halının Altındakiler”: Hafıza, Yas ve Unutuşun Katmanları

20/05/2025
Burcu Ünlü: Işığın İçindeki Karanlık
Röportajlar

Burcu Ünlü: Işığın İçindeki Karanlık

14/05/2025
Melisa Sabancı Tapan, Gate 27 Kurucusu.
Röportajlar

Gate 27: Sanat, Bilim ve Endüstrinin Kesişim Noktasında Güçlü Sosyal Etki Yaratan Projelerin Buluşma Noktası

11/03/2025
Sonraki Yazı
Sisifos’un Mutlu Sonu

Sisifos’un Mutlu Sonu

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trend
  • Yorumlar
  • En Son
Koramiral Ekmel Totrakan, karada, denizaltında paşalar gibi resim yapıyor

Koramiral Ekmel Totrakan, Karada, Denizaltında Paşalar gibi Resim Yapıyor

01/05/2025
Küratörler Eda Berkmen ve Selen Ansen, Folia Sergisi, Abdülmecid Efendi Köşkü, 21 Eylül 2025 - 1 Mart 2026.

Ömer Koç’un “Büyülü Bahçesi” Abdülmecid Efendi Köşkü’nde Sergileniyor

20/09/2025
“Anadolu’nun Bitki Mirası” Sergisi, Sanat ve Bilimin Bir Arada Nefes Aldığı Bir Belleği Temsil Ediyor

“Anadolu’nun Bitki Mirası” Sergisi, Sanat ve Bilimin Bir Arada Nefes Aldığı Bir Belleği Temsil Ediyor

31/05/2025
Beral Madra

Politika ve Sanat, Dünyanın Düzensizlikleri Karşısında Aynı Başkaldırmanın İki Ayrı Yüzüdür*

12/06/2025
Sanatçı Kadınlar Derneği’nden “Mutant” Projesi

Sanatçı Kadınlar Derneği’nden “Mutant” Projesi

4
Anadolu Kadınının Eşsiz Sanatı: İğne Oyaları

Anadolu Kadınının Eşsiz Sanatı: İğne Oyaları

3
Ressam Reşat Ceylan’ın Görünmeyeni Görünür Kılan Gizemli Portreleri

Ressam Reşat Ceylan’ın Görünmeyeni Görünür Kılan Gizemli Portreleri

2
Burçin Erdi: “İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok”

Burçin Erdi: “İnsan Ruhu İçin Bir Gen Yok”

1
Atölyedeki Dört Vazo, 2025, tuval üzerine yağlıboya, 60x80 cm.

Georgina Gratrix’in Oyalantı Sergisi Dirimart Pera’da

10/11/2025
Renée Levi, Lékélée S, 2025, tuval üzerine akrilik, 200x280 cm.

Renée Levi: Lékélée

10/11/2025
Cinnet, 2025, 17 adet 10 mm’lik cam tüp, neon gazı, kablo, transformatör. 106x75x5,5 cm.

Banu Cennetoğlu’nun “ne karanfil ne kurbağa.” Sergisi İMALAT-HANE’de

10/11/2025
Efes Deneyim Müzesi.

Ödüllü Deneyim Müzelerinden Öğrencilere Yüzde 50 İndirim

10/11/2025

Sanat Haberleri

Georgina Gratrix’in Oyalantı Sergisi Dirimart Pera’da

Renée Levi: Lékélée

Banu Cennetoğlu’nun “ne karanfil ne kurbağa.” Sergisi İMALAT-HANE’de

Ödüllü Deneyim Müzelerinden Öğrencilere Yüzde 50 İndirim

Son Eklenenler

Georgina Gratrix’in Oyalantı Sergisi Dirimart Pera’da

Renée Levi: Lékélée

Banu Cennetoğlu’nun “ne karanfil ne kurbağa.” Sergisi İMALAT-HANE’de

E-posta Bülteni

Haber bültenimize katılın, yeni içeriklerimiz e-postanıza gelsin.

* indicates required
/* real people should not fill this in and expect good things - do not remove this or risk form bot signups */

Intuit Mailchimp

  • Sanat Haberleri
  • Hesabım
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Gizlilik ve Çerez Politikası
  • Sanat Haberleri
  • Hesabım
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Gizlilik ve Çerez Politikası

© 2025 ArtColumn, Tüm hakları Saklıdır.

info@artcolumn.com.tr

✕
No Result
View All Result